“SAĞLIKÇILAR ŞEHİT SAYILSIN”
Tekirdağ Diş Hekimleri Odası Başkanı Erkan Yarapsan, virüs yüzünden hayatını kaybedenlerin Şehit sayılması gerektiğini söyledi.
Tekirdağ Diş Hekimleri Odası Başkanı Erkan Yarapsan ‘toplum ağız diş sağlığı haftası’ ile ilgili açıklama yaptı.
Yarapsan ‘toplum ağız diş sağlığı haftası’ nı Covid-19 Pandemisi süreci ve de İzmir depreminde yitirdiğimiz vatandaşlarımızın acısının gölgesinde kutladıklarını söyledi.
Pandemi sürecinin sağlık çalışanlarının önemli ve fedakâr olduğunu ortaya koyduğunu da ifade eden Yarapsan, şunları kaydetti;” 2 Kasım 1908 tarihi ülkemizde bilimsel dişhekimliğinin başlangıcı olarak kabul edilmekte ve 1996 yılından beri 22 Kaşımı içine alan hafta “toplum ağız diş sağlığı haftası” olarak kutlanmaktadır. Genel sağlık ile ağız-diş sağlığının ayrılmaz bir bütün olduğunu anladığımız bu günlerde, dişhekimleri için de özel bir anlamı olan bu haftada toplum sağlığı için farkındalık yaratmak amaçlı bir dizi etkinlikler düzenlenir, duyurular yapılır. Bu yıl ülkemizde bilimsel dişhekimliğinin 112.ncisini, Covid-19 Pandemisi süreci ve de İzmir depreminde yitirdiğimiz meslektaşlarımızın, vatandaşlarımızın acısının gölgesinde kutlamak zorunda kaldık. Yaşadığımız ve halen yaşamakta olduğumuz pandemi süreci tüm dünyada sağlık çalışanlarının ne kadar önemli ve fedakâr olduğunu açıklıkla ortaya koymuştur. Yine yaşanan süreç göstermiştir ki dişhekimleri meslek hayatları boyunca enfeksiyon riskinin önlenmesi açısından en deneyimli meslek grubudur. Daha öncede paylaştığımız şu bilgiyi halkımızın dikkatine sunmak isteriz ki; dişhekimleri enfekte hastalara nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda en iyi eğitimi almış meslek gruplarındandır. Türk Dişhekimleri Birliğinin ve özellikle Tekirdağ Dişhekimleri Odasının hep savunduğu, ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin toplu olarak değil, muayenehane ve poliklinik tarzı yerlerden verilmesinin daha doğru olduğu ortaya çıkmıştır. Acil diş tedavi ihtiyaçlarının karşılanmasında yıllardır çapraz enfeksiyon azaltma yöntemlerini yürütebilecek, enfeksiyon zincirinin kırılmasını sağlayacak tecrübe sahibi olan muayenehane ve poliklinik tarzı özel sağlık kuruluşlarının genel sağlık sistemine entegre edilmesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Kamuda çalışan meslektaşlarımızın pandemi sırasında filyasyon da görev alması nedeniyle, halkımıza verilen ağız ve diş sağlığı hizmetinin neredeyse tamamını özelde çalışan meslektaşlarımızın yüklenmesi, dişhekimliğinde “kamu-özel” ayrımı yapılamayacağını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Ayrıca, ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin verilmesinde yaşanan yoğunluk nedeniyle risk de paylaşılmıştır. Hal böyleyken Covid-19 Pandemisinin bir meslek hastalığı olarak kabul edilmesi için verdiğimiz çaba ve istekyetkililerce kabul görmemektedir. Kamu hizmeti vererek Pandemi ile savaşta Covid-19 a yakalanarak vefat eden meslektaşlarımızın “şehit” sayılması ve ailelerinin bu statüden yararlanması bir diğer talebimizdir.
Yaşanan ekonomik buhrana ek olarak pandemi sürecinde sağlık bakanlığımızın talimatları doğrultunda uzunca bir süre “yalnızca acil” tanımlı hastalara bakmak suretiyle oldukça ekonomik açıdan zor durumda kalan, 12.400 özel muayenehane, 5 bini aşan özel ağız ve diş sağlığı merkezi ve polikliniği, buralarda görev yapan 26 bin dişhekimi ve bir o kadarda yardımcı personel, ağız-diş sağlığı laboratuvarları, diş malzemeleri endüstrisi, yeteri kadar ekonomik destek görememekten şikâyetçidir.
Yine pandemi sürecinde canla başla çalışan diğer sağlık meslek örgütleri gibi Türk Dişhekimleri Birliği ve ona bağlı odalar, meslek örgütümüzü işlevsizleştiren, halkımızla bağımızı koparacak olan ve anayasamızın 135.maddesine aykırı bir yasa taslağı ile karşı karşıya kaldık. Şimdilik pandeminin tekrar vahim bir döneme girdiği bugünler de buzdolabında beklemeye alınmış gibi görünen yasa taslağının bir daha gündeme gelmemesini temenni ederek halkımızın dikkatine sunuyoruz.
2020 yılının mart ayından bu yana ki sekiz aylık süreçte yaşanılan bu devasa sorunlara ilave olarak geçmiş yıllardan biriktirdiğimiz sorunlar ise olduğu gibi durmakta. Yeterli öğretim kadrosu oluşturulmadan plansız bir şekilde açılan yeni dişhekimliği fakültelerinin ve sürekli artan kontenjanlarının halkımızın gelecekte yararlanacağı ağız ve diş sağlığı hizmetinin niteliğinin düşmesine, meslektaşlarımızın da iş gücünün ucuzlamasına neden olacağı aşikârdır. Bu konuda Sağlık Bakanlığının dikkatini çekerken, 2008 de yine Sağlık Bakanlığımızın yayınladığı ” Türkiye’de Sağlık Eğitimi ve Sağlık İnsan Gücü” raporundaki tanımlamasına uygun hareket etmesini beklemekteyiz. Pandemi sürecinde kısa bir dönem gördüğümüz balkon alkışlamaları sonrası yaşanan rehavet dönemimde aniden hortlayan “sağlıkta şiddet” vakaları da ayrıca hafızamızdadır.
Her zaman dediğimiz gibi tüm bu sorunlar bizi asla yıldıramayacaktır. Kamu kurumu niteliğinde bir sağlık meslek örgütü olarak bizler, hem halkımızın genel ve ağız-diş sağlığı hem de meslektaşlarımızın yararının ortaklaştığı bir paydada hizmet vermeye devam edeceğiz. Toplum ağız ve diş sağlığı haftamız tüm ulusumuza ve meslektaşlarımıza kutlu olsun.”