KAYGI BOZUKLUĞU

Uzm. Psk. Handan Demirkıran

Kaygı, herkesin zaman zaman yaşadığı bir duygudur. Günlük hayatımızda ara sıra kaygı yaşamak olağandır. Çünkü zaman içerisinde karşı karşıya kaldığımız olaylardan ötürü endişelenebilir ya da gelecek ile ilgili maddi-manevi anlamda kaygılar duyabiliriz. Ancak bazı kişilerde bu kaygı hali sürekli hale gelebilir veya sebepsiz yere ortaya çıkabilir. Günlük yaşamda kaygı duymak her ne kadar normal olsa da, kaygıda bir aşırılık mevcutsa o zaman bir bozukluktan bahsedebiliriz. Bu duruma Kaygı ( Anksiyete ) bozukluğu denilmektedir.
Anksiyete, kişinin endişe, kaygı ve korku gibi duygulara karşı aşırı ve kontrol edilemeyen tepkiler vermesine neden olan ve yaygın olarak görülen bir psikolojik bir sorundur.
Anksiyete Bozukluğu olan kişilerde “sürekli, aşırı ve durumla uygun olmayan bir endişe durumu” söz konusudur. Aşırı endişe, kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkiler ve hatta olağan yaşam etkinliklerini sürdürmesini engeller. Bu kişiler her durumda olası en kötü sonucu düşünürler. Herşey kendi denetimlerinin dışındadır; iyi bir olasılığın ya da geriye dönüşün mümkün olmayacağını düşünürler.

Anksiyete Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?
Gerçek bir neden yokken ya da nedeni olsa bile durumla uygunsuz olan, aşırı ve denetlenemeyen nitelikteki endişe bu bozukluğun temel belirtisidir. Çoğu zaman kişi endişelerinin aşırı olduğunun farkındadır, ancak endişelenmelerini denetleyemezler ve bir türlü sakinleşemezler. Çevrelerinde “aşırı evhamlı” olarak tanınırlar. Yorgunluk, dikkat bozukluğu ve konsantrasyon güçlüğü, en ufak sesle kolayca irkilme, uykuya dalamama ve gece sık sık uyanma diğer önemli belirtilerdir.
Anksiyeteye sıklıkla sanki fiziksel bir hastalık varmışçasına kendini gösteren bazı bedensel belirtilerde eşlik eder. Bunlar; nedensiz yorgunluk, başağrısı ve kas ağrıları, yutma güçlüğü, titreme ve seyirmeler, terleme, tahammülsüzlük, bulantı, sersemlik hissi, sıcak basması gibi fiziksel yakınmalardır.
Stresler Anksiyetenin gelişiminde önemli rol oynar. Çocukluk dönemi ve genç erişkinlik çağları arasında başlayan bu durum, yavaş ve sinsi bir gelişim gösterir. Belirtileri dönem dönem iyileşmeler ve alevlenmeler gösterir. Stresli yaşam olayları olduğunda belirtiler çoğunlukla kötüleşir. Bu bozukluğun ortaya çıkmasında “kalıtsal etkenler, beyin nörokimyasındaki değişiklikler, kişilik özellikleri ve stres verici yaşam olayları” etkilidir.
Toplumda sık görülen anksiyete türleri şu şekildedir:

Yaygın Anksiyete Bozukluğu: Rutin, sıradan olaylar karşısında dahi aşırı kaygı ve bunalma hissinin yoğun bir şekilde yaşandığı rahatsızlıktır. Kişinin olaylar karşısındaki tepkisi aşırıya kaçar. Ayrıca kişideki endişe hissi; kalp hızında artma, aşırı terleme gibi fiziksel tepkilere de yol açar. Yaygın anksiyete bozukluğu, diğer anksiyete türleriyle veya depresyon gibi rahatsızlıklarla beraberlik gösterebilir.

Obsesif- Kompulsif Bozukluk (OKB): OKB durdurması ya da kontrol etmesi çok zor hatta imkansız olan istenmeyen düşünce ve davranışlarla tanımlanabilir. Örneğin; ocağı kapatmayı unutmak ya da birilerini yaralamak gibi tekrar eden kaygılı düşünceler bu bozukluğa örnektir. Bunun yanında tekrar tekrar ellerinizi yıkamak gibi kontrol edilemez durumlardan da bahsedilebilir.

Panik Bozukluğu: Birkaç dakika içerisinde başlayan yoğun korku, endişe ve dehşet duygularının yaşandığı panik ataklarla karakterize bir rahatsızlıktır. Panik ataklar belirli aralıklarla tekrar eder. Atak sırasında kişide göğüs ağrısı, nefes darlığı, ölüm korkusu, çarpıntı gibi belirtiler oluşabilir. Panik bozukluğu olan kişiler sürekli atağın tekrarlayacağı endişesi taşır ve atağın gerçekleştiği durumlardan kaçınmaya çalışır.

Sosyal Fobi: Topluluk önünde aşırı endişelenme, utanma hissiyle karakterize bir durumdur. Sosyal anksiyete bozukluğu olarak da adlandırılan bu durumda kişi sosyal etkinliklerde başkaları tarafından yargılanacağı, negatif eleştirilere maruz kalacağını düşünerek kaygılanır. Dolayısıyla bu kişiler için topluluk önünde konuşmak, yemek yemek gibi davranışlar oldukça zorlayıcıdır.

Ayrılık Anksiyetesi Bozukluğu: Özellikle çocukluk çağında görülen bir sorundur. Çocukta ebeveynlerinden veya yakın ilişki kurduğu kişilerden ayrılma kaygısı normalden fazladır. Bu bozukluk çocukların yanı sıra yetişkinlerde de görülebilir.

Fobiler: Belirli olay veya nesne karşısında hissedilen yoğun kaygı duygusudur. Kişi, kendisinde bu duyguyu oluşturan durumlardan kaçınmaya çalışır.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu: Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), travmatik ve hayatı tehdit eden bir olaydan sonra meydana gelen bir kaygı bozukluğudur. TSSB’nin belirtileri, olayla ilgili canlandırma ve kabusları, olaya aşırı odaklanmayı, kolayca irkilmeyi, diğerlerinden uzaklaşmayı ve olayı hatırlatan durumlardan uzak durmayı içerir.

Anksiyete Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Anksiyete bozukluğunun belirtilerini azaltmak ve bozukluğu yönetmek için psikoterapi ve ilaç en önemli iki yöntemdir.

Psikoterapi: Psikoterapi, kaygı semptomlarınızı azaltmak için bir terapistle beraber süreci geçirmeyi içerir. Bu danışmanlık türünde duygularınızın, davranışlarınızı nasıl etkilediğine şahit olabilirsiniz. Psikoterapi, anksiyete bozukluğunuzu anlamanın ve yönetmenin yollarını öğrenmek için oldukça etkili bir yöntemdir.

İlaç Tedavisi: Anksiyete semptomlarını hafifletmek için çeşitli antidepresanlar, ilaçlar, yatıştırıcılar kullanılabilir. İlaçların asıl amacı kısa süreli rahatlamadır, uzun süreli kullanılması amaçlanmamaktadır.

 

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
YAZARIN SON YAZILARI
KAYGI BOZUKLUĞU - 17 Ocak 2024 00:52
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.