ŞAİR EŞREF VE HİCİV
Gerçek ismi Mehmet Eşref olan Şair Eşref Paşa resmi nüfus kayıtlarına göre 1853 yılında Manisa Gelenbe’de doğmuştur.
İlk eğitimini Gelenbe’de alan Şair Eşref Paşa, Hatuniye Medresesi’nde Arapça ve Farsça dersleri, özel öğretmenlerden de matematik ve tarih dersleri aldı. 1870 yılında Manisa Vilayeti Tahrirat Kalemi’nde göreve başlamış ve memur sıfatını almıştır. Akhisar, Alaşehir’de mal müdürlüğü görevinde bulunan Eşref, ardından Fatsa’ya kaymakam olarak atanmıştır. 1878-1900 yılları arasında Çaparçuk, Hizan, Ünye, Tirebolu, Akçadağ, Garzan, Garbi Karaağaç, Buldan, Kula, Kırkağaç, Daday ve Gördes’te kaymakamlık yaptı.
Kaymakam olduğu sırada gözlemlediği yolsuzlukları şiirlerinde hicivedmiştir. Bu hicivleriyle gizli bir cemiyet kurmak şeklindeki suçlamalardan hapis cezasına mahkum edilmiştir. Çıktıktan sonra tekrar hapse girme korkusundan 1903 yılında Mısır’a kaçmıştır. Bir dönem Fransa, İsviçre ve Kıbrıs’ta yaşamına devam etmiştir.
Eşref Mısır’dayken Abdülhamid’in ağır hasta olduğu söylentisi yayılır. Dostları da Eşref’e “Şeytan bile Abdülhamid’den elini çekiyor. Gel sen de bu adamla uğraşmaktan vazgeç.” der. Eşref de buna karşılık şu dörtlüğü yuvarlayıverir:
Toprak altında da olsan bulurum,
Erişir burnuna birkaç tekmem,
Can verip kurtulurum zannetme,
Şeytan elini çekse de ben elimi çekmem.
2. Meşrutiyet ilan edildikten sonra ülkeye dönmüş ve İzmir’de Edeb Yahu isimli mizah dergisinde başyazarlık yapmıştır. İçki düşkünlüğü yüzünden 22 Mayıs 1912’de (kimi kaynaklara göre 1910) Kırkağaç’ta, Bahçivanpazarı’ndaki evinde hayata gözlerini yumdu. Vasiyeti gereği mezar taşına şu sözleri yazıldı:
Kabrimi kimse ziyaret etmesin Allah için,
Gelmesin reddeylerim billah öz kardeşimi,
Gözlerim ebna-yı ademden o rutbe yıldı kim,
İstemem ben fatiha, tek çalmasınlar taşımı.
Her türlü siyasi ve toplumsal baskıya başkaldırmış, halkı sömüren ve menfaatperest “devletlü”lere hiciv oklarını atmaktan çekinmemiş bir heccav. Bir devlet büyüğünü hicvederken, başka bir devlet büyüğünün kanatları altına girmemiş. Ama hapse girmiş, sürgün yemiş. Diline dolayıp, şiire döktüğü kişi padişah da olsa, dörtlüğünün son satırındaki küfürden nasibini almış.
Şair Eşref Abdülhamit döneminin şairidir, eserleri toplumsal konuları da fazlasıyla içerir. Hem Abdülhamit hem de İttihat ve Terakki, Şair Eşref’ten nasibini alır o dönemde. Neyzen Tevfik’in de hocasıdır ve küfürleri bazen, Neyzen Tevfik’e rahmet okutur.
Vakt-i istibdatta söz söylemek memnu idi
Ağlatırdı ağzını açsan hükümet ananı
Devr-i hürriyetteyiz şimdi değişti kaide